6 Şubat 2012 Pazartesi
Kurumsal Hayata Giriş 101
Öncelikle belirtmek isterim ki bu yazıyı ODTÜ,BOĞAZİÇİ gibi kalburüstü üniversitelere ÖSS'de derece yapıp girip yine derece ile mezun olduktan sonra Amerika yada İngiltere gibi ülkelerin yine kalburüstü üniversiterinde derece ile master,doktora yapan yada yapacak olan arkadaşlarım okumasın.Çünkü bu yazı daha çok orta seviye zekaya sahip ama sosyal zekası daha fazla olan kişilere bir klavuz olabilir ancak.Efendim nedir Kurumsal hayat? Neler yapılır? Neler içilir? Neler giyilir? Bu konulara kurumsal hayatta geçirdiğim 4.5 senede ve çevremde yaptığım gözlemler eşliğinde değineceğiz.Kah güleceğiz Kah söveceğiz (Genelde söveceğiz).Yeditepe Üniversitesi Fransızca Uluslararası ilişkiler bölümünü elimden geldiğince zamanında bitirmiş bir genç olarak 2007 yazında mezun olup ailemin gurur kaynağı olmuştum.İlk iş teklifimi aldığımda babama söylemiş ve onun ''oğlum stajdır o'' tepkisiyle karşılaşmıştım.Neyse çoğunluğu yabancılara ait olan dünyaca ünlü olan bir şirkette 2007 yazında işe başlamıştım.Klasik bir İzmirli olarak Çeşme kariyerden hep önce geldiği için ameliyatla beni Çeşmeden koparmışlardı o yaz.Ama içimden de yer yer ''oğlum büyük bir şirkette 23 yaşında işe başlıyosun daha ne'' diye geçiriyordum.Neyse kendi düğünümde bile o kadar şık olamayacağım bir tarzda ilk iş günüm için şirkete gittim.Utanmasam smokin giycekmişim o derece.Santralden ilgili departmana telefon açıldı ve yine ilgili departmandan bir kişi (annem yaşındaydı kendisi) beni alıp işe başlayacağım departmana kurbanlık koyun gibi götürdü.Klasik açık ofis , herkes takım elbise filan.İlk günün verdiği saflıkla içimden vay anasını büyük olay var burda demiştimHerkesle tanıştırıldım vesaire vesaire.İlk 6 ay zaten seni ellemiyorlar bir nevi hazırlık pasları gibi düşünün.Karşılıklı ölçme,biçme,tartma eşliğinde geçen 6 ay.Tabii o zaman yaş da 23 olunca lise içgüdüsüyle alıcı gözüyle bir bakıyosun etrafa ne var ne yokmuş bakalım diye.Olay zaten 6. aydan sonra başlıyor.Bir anda 6 ay değil 96 aydır orda çalışıyor muamalesi görüyorsun.Toplantılar,briefler derken (brief kısaca toplantıya değer olmayan bir konu için konuşmak üzere toplanılan işgüzar bir olay)ülke ziyaretine toplantı bahanesiyle gelen herşeyi beleş olan kodoman yabancı abilere sunumlar alıyor başını gidiyor.O zamanlar tabii ki de kendini önemli zannedip deyim yerindeyse yardırırcasına çalışıyorsun.İlk primini alıyosun keyfine diyecek yok parayı nerde yesem diye bütün gün düşünüyorsun.1 seneyi güle oynaya geçiriyorsun.Sonra önüne yeni hedefler konuyor yine aynı şekilde kendinden geçercesine,Çılgın Sedat'ın şarkılarındaki gazla çalışıyorsun.Bir nevi LPG'li Doğan yada Şahin oluyorsun,sende onlar gibi gazla çalışıyorsun.Kafanı kaldırıp masadan bir bakıyorsun sanki atom mühendisleri toplanmış dünyanın seyrini değiştirecek bir olaya kafa yoruyorlar diye düşünüyorsun.Sorgulamalar başlıyor tabii inceden.Ağzına kadar çektiğin kravata küfür ediyorsun.Kışın giydiğin kumaş pantalona lanetler yardırıyorsun.Toplantılarda arızalar çıkartıyorsun.Ama işler iyiyse hep sırtında bir el oluyor.O el işte senin sırtını sıvazlamak suretiyle Thai masajı yapıyor.Kulağına aslansın,kaplansın diye fısıldıyor.Böyle gidersen hemen yükseleceğini ve şirkette önün açık olduğu söyleniyor.Ve sen belli bir müddet buna inanıp hadi ya kaplanım ben dimi diyip yine eşşek gibi çalışmaya devam ediyorsun.Arada bir de olası gazını önceden almak için seni yurt dışına eğitime gönderiyorlar.(sana yatırım yapıyoruz mesajını işliyorlar beynine sanki kendi cebinden veriyor parasını hayvan oğlu hayvan diyip yine de bedava sirke baldan tatlıdır hesabı gidiyorsun eğitime).Dönüşünde yeni bir görev teklif ediyorlar,terfi alcaksın diyorlar maaşınada zam diyorlar.Diyosun ki tamam bu adamlar iyi insanlar ve benim iyiliğimi düşünüyorlar.Güzel bir zam telaffuz ediliyor(evet sadece telaffuz ediliyor.)Ay sonu bordronu alıp baktığında kıçında bir yanma,bir sıcaklık hissediyorsun.Hemen en yakın su sebilinden bir soğuk su içiyorsun amanafile hararet kesilmiyor.Gidiyorsun yöneticinle konuşmaya.Vaad edilen maaş artışını almadığını söylüyorsun cevap şu oluyor ''Vergi diliminde bir üst dilime geçtiğin için kesinti fazla oluyor''.''Vergi dilimi'' ne kadar naif,zararsız küçük bir civciv gibi görünüyor değil mi? işte o tamlama senin tamamen uyanmana sebep oluyor işte.Verdiğin emek,geçirdiğin yıllar,şirket içi entrikalar,özel hayatından yaptığın tüm fedakarlıklar bunların hepsi onların yanlarına vergi dilimi kesintisi olmaksızın kar kalıyor.Hani ben kaplandım diyorsun anlıyorsun ki sen kağıttan kaplanmışsın.Bu dönemdeki kurumsal hayatın tanımı sırta yapılan Thai masajıyla adam çalıştırmaktır kısaca.Acı ama gerçek.Bu ilk yazımda olası imla hatalarım için hepinizden özür dilemeyi borç bilirim.Anne babaya çok selam.İyi günler.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder